18 Mayıs 2011 Çarşamba

Top5: 17 Mayıs

Dirk Coştu, Dallas Kazandı: 121-112

Büyük bir heyecana ve çekişmeye sahip olan Batı Konferansı finalinin ilk maçı bu sabaha karşı oynandı. Ev sahibi avantajını elinde bulunduran Dallas Mavericks, Dirk Nowitzki"nin de harika oyunuyla maçı kazanarak seride 1-0 öne geçmeyi başardı.



Maçın başlamasıyla birlikte sahada bir Dirk Nowitzki hakimiyeti vardı. Hücumda ne zaman top ona inse ya sayı oluyor ya da faul çizgisine gidiyordu. Koç Brooks, Dirk"ü savunması için ne zaman bir adamı görevlendirse kısa sürede rakibini faul problemine sokuyordu Dirk. Maçın başında Ibaka savundu 5 faul aldı, sonra N.Collison savundu 4 faul aldı, Durant ile denediler o da 3 faul aldı, Harden savundu 4 faul aldı, en son Sefolosha savundu o da 4 faul aldı. Oyunda kaldığı 40 dakika boyunca 24 kez serbest atış çizgisine gitti ve maç boyunca sadece 15 şut deneyip 12 isabetle oynadı. Serbest atışlar yarı yarıya skor katkısı verdi. Bu faul çizgisine gitme olayı 3.çeyrekte tavan yaptı. 13 kez çizgiye gitti ve hiçbirinden eli boş dönmedi.

İlk beşi maç boyunca neredeyse hiç skor katkısı vermeyen Dallas"ta, yine bench kurtarıyordu takımı ama Dirk son çeyreğin başlarında kenardayken skor sıkıntısını gideren bir adam çıktı ortaya: JJ Barea. Karşısında maç boyunca sanki sahada değilmiş gibi davranan ve saçma saçma tercihlerde bulunan Westbrook"u geçip potaya gitmekte sıkıntı çekmeyen Barea, bir anda bulduğu turnikelerle takımı uçurdu. Artık en sonunda saçmalaya başlayınca bu sefer Dirk girdi ve kaldığı yerden takır takır devam etti. Oklahoma uzunları faul problemine girince ve Westbrook"tan beklenen katkı hiiççç gelmeyince Dallas maçı rahatça kazandı. Aslında bir arada farkı 4-5e indirmişlerdi ama devamı getiremeyince bu son kaçınılmaz oldu.

Olahoma City"de de durum maçın başından itibaren Dallas ile aynıydı diyebiliriz. Dallas"ta her ne kadar Dirk takımı sürüklemişse de Oklahoma"da da Kevin Durant bunu yaptı. Hatta maç Dirk - Kevin düellosu gibi bir şey oldu. Durant de hayvani bir performansla takımını ayakta tutmaya çalıştı ama yan parçalardan özellikle de Westbrook"tan bir katkı alamayınca o performans bir işe yaramadı. Westbrook bi ara kendini maçın içine sokmaya çalıştı ama ne idüğü belirsiz şekilde potaya birkaç driveından aldığı fauller onu maça da sokamadı. Bitse de gitsek halinde gibiydi resmen. Playofflarda sıkça gördüğümüz bir bencillik havası vardı. Topu eline alıyor ve 24 saniyenin neredeyse 20 saniyesini üçlük çizgisinin gerisinde topu sektirerek geçiriyordu. Hayır insan bi başka noktalara hareketlenir de kendine bir şut yaratmaya falan çalışır ama bu da yok. Koç Brooks iyi bir ayar vermeli ona, kendine gelemezse Thunder"ın işi zor.

Önce Lakers serisi, şimdi de bu seri. Gördük ki Dirk geçtiğimiz senelerin acısını fena halde çıkartıyor. Bir sorun yaşamazsa da bu performansını sürekli gösterecektir. Oklahoma uzunlarına acıdım be şimdi, her maç bu acıyı çekecekler gibi duruyor. Ayrıca, Kaan Kural"ın da dediği gibi "sokakta olsa abi bu ne ya, eve gidiyorum ben" derlerdi Oklahoma uzunları -özellikle de Ibaka. Hakikaten de öyle yani, katlanılacak gibi değildi.

Ayrıca, Dirk Nowitzki 24-24 serbest atış isabeti ile playoff tarihinde bir maçta üst üste en çok kaçırmadan serbest atış atma rekorunu kırmayı başardı. Önceki rekor 21 isabetle Paul Pierce"a aitti.

Dirk Nowitzki: 12-15 FG, 24-24 FT ile 48 sayı, 6 ribaund, 4 asist, 4 blok
Kevin Durant: 10-18 FG, 18-19 FT ile 40 sayı, 8 ribaund, 5 asist, 2 blok

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Taj Gibson Coştu

Dwyane Wade"i poster yapıyor...


Müthiş bir takip smacıyla da maçı bitiriyor...

Chicago Ezdi Geçti: 103-82

2011 Playofflarında konferans finalleri bu gece oynanan Chicago Bulls - Miami Heat karşılaşmasıyla başladı. Saha avantajı elinde olan Bulls, ilk maçı 103-82lik skorla rahatça kazanmayı başardı.


Doğu Konferansı final serisinin ilk maçına Miami Heat biraz daha atak başlayan taraftı. Derrick Rose"a yapılan yakın savunma ile LeBron James"in çaldığı toplarla boş dönülmeyen hızlı hücumlar, Miami"nin bir anda fark 7-8 sayıya çıkarmasına neden oldu. Ancak daha sonra Heat, Chicago Bulls"un karşı koymasını engelleyemeyince ve LeBron da erken faul problemi yüzünden bir süre oynayamayınca maç yeniden dengeye geldi. İlk yarı boyunca Bulls top kayıpları yüzünden çok sayı gördü postasında ama Heat"in uzun problemi yüzünden kısa beşler tercih etmesiyle Gibson, Noah ve Boozer gibi uzunların hücum ribaundlarındaki etkinlikleri ve bunlardan doğan ikinci şans sayıları, onların maçı dengede tutmasını sağladı. Tabi bir de benchleri unutmamak gerekiyor. Miami benchi yanılmıyorum 5-6 sayıda kaldı tüm yarı boyunca ama Chicago tarafı sanırsam bi 20ye yakın sayı kaydetti.. Ayrıca iki tarafta genelde 7-0 , 10-2, 8-0 gibi serilerle birbirlerine karşı üstünlük kurmaya çalıştılar ama bir türlü bunların devamını getiremediler. Hal böyle olunca da sıkı savunmalı geçen devre berabere bir sonuçla bitti.

İkinci yarı ise sanki maçın başı gibiydi. Bu sefer roller değişti gerçi. Chicago farkı açmaya çalıştı ama Miami de LeBron, Bosh ikilisiyle farkın daha da açılmasına izin vermedi. Her şey iyi hoştu yine ilk devredeki gibiydi ama Miami 58-57 öndeyken bi anda bir 10-0 seri yedi ve daha da geri döndüremedi bunu. Chicago en iyi bildiğini yani katı savunmasını ortaya koydu, yanına bir de hücum ribuandlarından alınan verimi devam ettirdi. Böyle de olunca o skordan itibaren toplamda 15-5lik seriyle üçüncü çeyreği bitirdi. Dördüncü çeyrekte de rüzgarı arkasına alan Bulls, ard arda kaydettiği üçlüklerle iyice maçı kopardı. Miami"de bir tek Chris Bosh çalıştı yine ama tek kişiyle nereye kadar. Basit top kayıpları, tüm maç boyunca müzdarip oldukları hücum ribaundları, big three"nin tam takır çalışmaması derken fark iyice uçtu ve Chicago evindeki ilk maçı rahat bir şekilde kazandı.

Şu maçtan ne çıkardığımıza gelirsek... Tüm sezon boyunca -playoffları da dahil edebiliriz- Chris Bosh hiç oynayamıyor, bu nası "Big Three" gibisinden salladık o kadar Bosh"a ama şu maçta yaptıklarının hakkını vermek lazım. İkinci yarı suskuna dönen Wade & James ikilisine rağmen Bosh, oyundan hiç düşmedi. Özellikle Bulls üçüncü çeyreğin ortalarından itibaren farkı açmaya başladığında Bosh bir çaba farkı kapatmak için çalışıyordu. Tabi takım arkadaşlarından hiç destek alamayınca da performansı boşa gitti açıkçası. Seri öncesinde daha çok Rose"u savunmaları, Wade & James"in oyunu üzerinde durduk. Gördük ki sadece Rose"a baskı kurmayla olmayacak. Daha maçın başında Rose üzerinden oynadılar ve aslında iyi de sonuç verdi ama daha sonra takıma dağılımın iyi yapılmasıyla bu baskının bi önemi kalmadı. Bundan sonra zaten Rose"u baştaki gibi tutamadılar, bu da yetmiyormuş gibi diğer adamlara da bir şey yapamadılar. Zaten dördüncü çeyrekteki üçlük yağmuru da bunun göstergesi. Bir de şu bench katkısı var. Bulls benchi 28 sayı - 14 ribaund , Miami benchi 15 sayı - 7 ribaund katkı vermiş maçta. Neredeyse her iki alanda da ikiye katlamışlar. Son olarak, Miami, Ilgauskas bu maç oynayamadığı için maç boyunca hep kısa beşlerle devam etti. Jamal Magloire oynadı artık sıkıntıdan o dereceydi durum. Joel Anthony bir şeyler yapmaya çalıştı ama şimdi onun kapasitesi de belli, bu da pota altında büyük sorunlar yarattı. Ilga diğer maçlarda oynayacak mı bilgim yok ama oynamazsa ve Heat böyle giderse biraz zor maç kazanmaları. Özellikle Wade & LeBron ikilisi bu kadar pısırık kalırsa çok zor.

Chicago Bulls"u da tebrik etmek lazım. Çok iyi bir iş çıkardılar sahanın iki tarafında da. Daha ilk maç olduğundan söylemek için çok erken ama bu performanslarını sürdürürlerse final sürpriz olmaz.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails