4 Eylül 2010 Cumartesi

Kendin Ettin Kendin Buldun (İspanya 80-72 Yunanistan)




İspanya 80-72 Yunanistan

1.çeyrek: 22-19
2.çeyrek: 15-12
3.çeyrek: 15-20
4.çeyrek: 28-21


Sırf İspanya ile eşlememek için Rusya'ya bile bile yenilen ancak bu hesapları tutmayan Yunanlılar her ne kadar maç boyunca kazanma sinyalleri gösterse düşlediklerini yapamadı ve elendi... Artık buna kader mi dersiniz ne dersini bilemem. Ama Yunanlıların hak ettiklerin aldılakları konusunda hem fikiriz...

Maçınn genelinde skorun başa baş geçtiğini söyleyebiliriz. İki takımda maç boyunca seriler yakaladı ancak bu seriler 6,7 ya da 8-0 gibi kısa seriler olunca rakip hemen karşılığını verdi. Maçın son anlarında ise Yunanlıların mola hakkkı olmayınca o yorgunluk takımı iyice düşürdü. Takımda sadece Diamantidis bir şeyler için çabalaması diğerlerinin onu izlemesi belki de maçın kaybedilmesinin ana sebebiydi. Diamantidis de hem savunmada hem de hücumda takımda çalışan tek isim olunca o da çok yoruldu ve Yunanlıların yapacak birşeyi kalmadı. Şimdi belki neden bench kullanılmadı derseniz; bugün Yunan benchi berbattı.. Haliyle  hep ilk beş çalıştı. Tüm bunların üstüne bir de Zizis  ile Spanoulis 5 faulle oyundan çıkınca o an "aha Yunanlılar elendi" dedim ve maçta saniyeler sonrasında bitti gitti..

İspanya'ya gelirsek.. Onların en önemli  avantajı kadrolarındaki zenginlik oldu. Yunanistan gibi olmadan önemli oyuncularını dinlendirdikleri zaman benchten gelen isimlerin iyi performansıyla maçı berabere tutmaları ardından Navarro ve Fernandez'in kilit anlarda buldukları sayılar ile Rubio'nun çalışkanlığı maçı İspanyollara getirdi..

Bu sonucun ardından çeyrek finalin ilk eşleşmesi belli oldu. İspanya'nın çeyrek finaldeki rakibi bugünün ilk maçında Hırvatistan'ı yenen Sırbistan oldu..

Hırvatistan-Sırbistan Maçı Sonrası Açıklamalar

Hırvat koçu Vrankovic, " Oyuncularımla gurur duyuyorum çünkü kalpleriyle oynadılar. Bazen şansa ve deneyime ihtiyacınız oluyor " derken,  " gelecek için takıma yatırım yapmaya devam edeceğiz " diye ekledi.

Sırp koçu Ivkovic, " Çok zor bir maç oldu. Son saniyelerde de olsa Hırvatistan gibi iyi bir takımı yenmemiz gerekiyordu. " derken, " maçta çok arzulu oynadık ama aynı zamanda Hırvatistan'ı da tebrik etmek istiyorum, çok rekabetçi bir maç oldu. " diye konuştu ve ekledi: " Bu genç takım daha fazla maç oynadıkça daha mutlu oluyorum. Basketbolu yüksek seviyede oynadığımızı düşünüyorum. "

Sırp forvet Macvan, " Çok iyi oynayamasakta bizim açımızdan oldukça güzel br maç oldu. Çeyrek finalde bundan çok daha iyi olacağımızı umuyorum. " dedi.

Herkese Davor Kus'tan Gidiş Bileti (Sırbistan 73-72 Hırvatistan)


Sırbistan 73-72 Hırvatistan

1.çeyrek: 19-27
2.çeyrek: 15-9
3.çeyrek: 20-14
4.çeyrek: 19-22

İlk çeyreği izleyemedim ama istatistiklere baktığımda Hırvatların üç sayılar sayesinde bu kadar sayı attığını gördüm. Sırplar gibi çok iyi savunma yapan bir takıma karşı bir çeyrekte 27 sayı atmak büyük başarı gerçekten de.. Ama ikinci çeyrekten itibaren Hırvatlar Sırpların biraz daha oyuna dönmesiyle sorun yaşadı. Özellikle o sert savunma karşısında içeri hiç yüklenemediler, topu indiremediler. Bu yüzden yine dış atışlara kaldılar ama .21 gibi berbat bir yüzdeyle oynadıklarından bir türlü ilerleme kaydedemediler. Son çeyrekte maç genelde başa baş geçti, özellikle de son dakikada. Maç boyunca takımı taşıyan Popovich bu son dakikada da takımı taşıdı. Üçlük denemesinden bulunamamasına rağmen aldığı faullerle farkın kapanmasını sağladı. Bitime az bir süre kala maç berabere gidiyordu ama Sırp koçu Ivkovic'in orta sahadan başlayan hücuma çizdiği oyun tek kelimeyle müthişti. O hücumda sadece Rasic'in orta sahadan potaya kadar etrafında kimsecikler olmadan gelip bomboş bir turnike bıraktığını söylemem yeterli (O pozisyonunun videosunu bulursam ekleyeceğim). Bu güzel oyuna rağmen maç boyunca 3 dakika civarı oynayan Davor Kus, pota altından oyuna başlanırken çaldığı topla takımının yine oyuna ortak olmasını sağladı. Ama deminki çizdiği hücumla övdüğümüz koç Ivkovic bu pozisyonda sadece Rasic'e topu atın demiş olacak ki top kaybının nedeni oldu. Popovich yapılan faul sonrasında yine atışlarını sayıya çevirdi. Tam herkes maç uzatmaya gidiyor derken bir pozisyon öncesinde takımı kurtaran takımın en tecrübeli ismi Kus çok gereksiz bir faul yaparak maçı Sırplara verdi. Sırplar, özellikle de Teodosic'in berbat oynadığı bir günde son anlarda da olsa maçı kazanarak çok önemli bir galibiyet aldı.

Şampiyonada 2.Tur Başlıyor


FIBA 2010 Basketbol Dünya Şampiyonası'nda eleme turlarının ilk ayağı olan 2.turda heyecan başlıyor. Bugün yapılacak iki maçta galip ayrılan takımlar çeyrek finalde birbirlerine rakip olacak. İşte günün programı:

Sırbistan - Hırvatistan 18.00 / NTVSPOR
İspanya - Yunanistan 21.00 / NTV ve HD-en

Tay Waller Profesyonel Kariyerine Türkiye'de Başlıyor


Aurburn Üniversitesi'nden daha bu sene mezun olan Tay Waller profesyonel kariyerine Türkiye'den Oyak Renault takımında başlamayı tercih etti. Konuyla ilgili konuşan Oyak Renault genel menajeri Sabri Can oyuncuyla 1 yıllık sözleşme imzaladıklarını ve 6 Eylül'de oyuncunun takıma katılacağını belirtti. 22 yaşındaki genç guard üniversitedeki son sezonunda 15.3 sayı, 3.8 ribaund ve 1.3 top çalma ortalamaları ile oynadı. Waller'ın şutör özelliği Oyak Renault'un işine çok yarayacak. Üniversitedeki son senesinde yakaladığı yüzdeler oldukça iyi. Kontrat bitiminde birçok takımın radarına girebilir.

Alex Acker Le Mans'ta


Le Mans'tan şutör guard pozisyonuna bir takviye geldi. Fransız ekip eski NBA oyuncusu Alex Acker ile bir yıllık sözleşme imzaladı. Geçtiğimiz sezonu İtalya'da Armani Jeans Milano takımında geçiren ve 14 maçta görev alan Acker bu maçlarda 9.3 sayı, 3.2 ribaund, 1.4 asist ile oynadı. Ayrıca Milano takımıyla 4 Euroleague maçına da çıkan oyuncu bu maçlarda 8.8 sayı, 2.8 ribaund, 1.5 asist ile İtalya ligindeki performansına yakın birşeyler ortaya koymuş.

5 sezonda ikisi NBA takımı toplam 6 takım gezen Acker'ın artık bir takımda durmasını ve uzun vadeli sözleşmeler imzalamasını bekliyoruz. Gerçi uzun sözleşmeler imzalamak için daha fazla çalışması ve forma mücadelesini kazanması gerekir -ki bu döneme kadar onu bir türlü yapamadığını da görüyoruz da neyse...

Euroleague Maçları NTVSPOR'da



İlk önce Fenerbahçe'nin Euroleague maçlarını yayınlayacağı söylenenen NTVSPOR'dan bir atak daha gelmiş. Artık tüm Euroleague maçlarını NTVSPOR ekranından izleyebileceğiz. Efes Pilsen maçları konusunda ise İsmail Şenol kendi blogunda şöyle yazmış: "Efes Pilsen sadece kendi maçlarının yayın haklarını pazarlıyor ve halihazırda devam eden bir anlaşması var" .. Sözün özü Efes Pilsen yine Spormax'te yayınlanacak, diğer tüm maçlar için NTVSPOR'dayız...

NBA 2K11 Özellikler

Çıkmasına 1 ay kalan NBA 2K11deki özelliklere buradan bir bakalım...


Jordan Challenges modunu bitirdiğiniz zaman çaylak Jordan'ın draft haklarına sahip oluyorsunuz ve bugünkü takımlardan en sevdiğinize onu ekliyorsunuz böylece kariyerini yeniden yaratıyorsunuz.


Air Jordan ayakkabılarının her çiftini toplayabiliyorsunuz. Böylece onlara giyip daha iyi oynayabiliyorsunuz. Ayakkabılar gerçekmiş...


Quick Game modunda Bulls'un efsanevi kadrolarıyla şimdiki dönemden istediğiniz takımı seçip maç yapabilirsiniz.


Yenilenmiş Iso-Motion ile daha önce hiç olmamış şekilde top sürüşlerinizde hissedip kontrolü sağlayabiliyorsunuz. Buna göre crossover ve duraksama hareketleriniz sizin tepkinize bağlı olarak hızlı olacak.


Yeni birçok şuttan tutun sıçrama cephanelerinizden smaçlara kadar bir sürü şey olacak. Havadayken bile ani bir hareket değişimi yapabileceksiniz.


My player modunda gerçekleşecek bu yenilikte kendi maç sonu basın konferansınızı verebileceksiniz. Doğru şeyler söyleyin ya da anlaşmazlıklarla ortalığı ayağa kaldırın.


My player modundaki bir başka değişiklik ise şöyle olacak: Oyuncunuz diğer adaylarla birlikte Draft Combine'ye katılacak ve bir numaradan seçilmek için şansınızı artırmaya çalışacaksınız.


My playerdaki bu yenilikte ise kendi takasınızı talep edebileceksiniz ve yeni bir taraftar kitlesinin kalbine girmeye çalışacaksınız.


Yine my player modunda bir yenilik... Yeteri kadar iyi olduğunuz zaman  kendi Air Jordan ayakkabılarınızla ödüllendireleceksiniz ve ayakkabıyı kendiniz dizayn edeceksiniz.

Diğer resimler:

3 Eylül 2010 Cuma

Şampiyonada 2.Tur Yarın Başlıyor


2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nda turnuvanın ikinci turu verilen bir günlük aranın ardından yarın başlıyor. Oldukça zorlu maçlara sahne olacak ikinci turda tüm maçlar İstanbul'da oynanacak; NTV, NTVSPOR ve HD-en kanallarından naklen yayınlanacak...

İşte ikinci turun ilk gününde oynanacak maçlar ve başlama saatleri...

Sırbistan - Hırvatistan 18.00 / NTVSPOR
İspanya - Yunanistan 21.00 / NTV ve HD-en

Ayrıca bu iki maçın galipleri çeyrek finalde karşılacak takımlar olacak...

Luther Head de Kings Kampında Olacak


Bu yaz tam New Orleans Hornets'e gittim derken sağlık kontrolünde sonuçların iyi çıkmamasının ardından vazgeçilen oyuncu Luther Head şansını bu sefer Sacramento Kings hazırlık kampında deneyecek. Her iki guard pozisyonda da oynayabilen Head, kampta forma mücadelesi verecek bir diğer isim JR Giddens ile formayı kapmak için savaşacak. Kings'in kadrosunda şu anda bir oyuncu boşluğu olduğunu belirtelim.

JR Giddens Kings Kampına Davet Edildi


İki senelik NBA kariyerinde Boston Celtics ve New York Knicks olmak üzere iki takım gezen JR Giddens'ın yeni adresi Sacramento Kings'in hazırlık kampı olacak. 25 yaşındaki oyuncu başlamasına az bir süre kalan hazırlık kampı döneminde Kings'te forma kapmak için çalışacak. Ayrıca Giddens'ın söylediğine göre geçtiğimiz Şubat ayında sol dizinden geçirdiği ameliyattan sonra dizi artık çok daha güçlü hâle gelmiş. Başarılar Giddens...

Walsh Üçlü Takası Reddetti


Bir takım kaynağının söylediğine göre NY Knicks'in başkanı Donnie Walsh üç takımlı takas teklifini reddetmiş. Reddedilen takasta Anthony Randolph Pacers'a, Pacers'ın birinci tur draft hakkı Portland'a ve  Rudy Fernandez New York'a gidecekti.

Blazers'ın Fernandez'i takasla gönderirken karşılığında birinci tur draft hakkı istediğini biliyoruz. Fernandez için en istekli takım olan Knicks'in ise bu takasta vereceği birinci tur hakkı taa 2014'ten başlıyor. Bu yüzden Blazers bu takasa yanaşmıyordu. Knicks illa alıcam der gibi bir takas paketi daha düşünmüş ve Wilson Chandler için Rudy Fernandez demişti ama Blazers'ın ilgisini çekmemişti. Yani burdan da anlıyoruz ki  anca üç takımlı bir takasta Knicks Fernandez'e ulaşır, yoksa bu iş yatar. Portland'ın gözünü birinci tur hakkı bürümüş ama 2014'ten erken olması lazım.

Ayrıca, Portland'ın yeni genel menajeri Rich Cho da bu söylentilerden sonra Fernandez'in serbest bırakılmayacağını  ve birçok takımla aktif şekilde konuşma halinde olduğunu söylemişti. Sözün özü ya takas olur ya da benchte Adam Morrison rolü görür.

Dee Brown NBA'e Geri Dönüş İçin Çalışıyor


Bir dönem Türkiye'de Galatasaray Cafe Crown formasıyla gördüğümüz Dee Brown, NBA'e geri dönebilmek için çalışıyor. Son 2 senesini Avrupa'da geçiren ve geçtiğimiz yıl İtalya ligi'nde Air Avellino kadrosunda yer alan Brown twitter sayfasından dün yaptığı duyuruyla yaklaşan hazırlık kampı döneminde Dallas Mavericks kampında yer alacağını söyledi. Brown, kendisi için oldukça önemli bir şans olan bu kampta garanti olmayan bir kontratla oynayacak. Ayrıca Mavericks'in şu anki kadrosunda bir kişilik boş yer olduğunu ve Brown'ın uzun süreli burada olmak istediğini de ekleyelim.

NBA'de Yılın En İyi 10 Sayı Performansı

10 - Stephen Curry 42 sayı(12-12 FT, 4-6 3PT)

Curry ayrıca bu maçta 9 ribaund - 8 asist istatistikleri de kaydetti. Bu performansı onun 2009-10 sezonunda çaylaklar arasında en çok sayı atan ikinci oyuncu olmasını sağladı.



9 - Luis Scola 44 sayı (20-25 FG yani %80 gibi muazzam bir yüzde)

Scola bu maçta ayrıca 12 ribaund da aldı.



8 - Carmelo Anthony 40 sayı , LeBron James 43 sayı

Bu maça sezonun en iyi maçı derseniz kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Cavaliers bu maça gelinceye kadar 12 maçlık galibiyet serisi yakalamıştı ve 13.sünü istiyorlardı ama uzatmaya giden bu uzun ve zevkli maçta son saniyelerde Carmelo Anthony sahneye çıktı ve maçı kazandırdı.



7 - Kevin Durant 45 sayı, Deron Williams 42 sayı

Sezonun en heyecanlı maçı diyebileceğimiz bu maçta da Durant neredeyse her yerden şut isabeti buldu. Ancak maçın bitimine 1.1 saniye kala Deron Williams'ın maç kazandıran basketi, Durant'in bu performansını bir galibiyetle süslemesine engel oldu.



6 - LeBron James 47 sayı

LeBron yine Knicks'e karşı 40 sayıyı geçiyor..



5 - LeBron James 48 Sayı

LeBron Hawks karşısındaki maçı oynarken o gün doğumgünüydü ve 15-23 gibi harika bir yüzdeyle oynadığı bu gece 48 sayı - 10 ribaund - 6 asist - 2 top çalma - 2 blok gibi hayvansı istatistikler kaydetti. James ayrıca attığı bu 48 sayıyla NBA tarihinde doğumgününde en fazla sayı atan 3. oyuncu oldu. Bu sıralamadaki ilk beşi görmek isteyen varsa buyrun link...



4 - Vince Carter 48 sayı

VC, Hornets karşısındaki bu maçta 19-27 genel şut ve 6-10 gibi üçlük isabeti ile harika bir performans ortaya koydu.



3 - Carmelo Anthony 50 sayı

Diğer yıldızlar gibi Carmelo da Knicks'e patladı. Zaten bu istikrarlı bir hâle geldi. Her sene NBA'in kaliteli skorerlerinin Knicks karşısında patlama yaptığını görüyoruz ve bunun daha da devam edeceğini düşünürsek yanlış birşey düşünmüş olmayız. LeBron bu konuda iyice uzmanlaştı ama bu sefer karşımızda LeBron değil Carmelo var.



2 - Andre Miller 52 sayı

Bu performansı kim beklerdi ki? Miller gibi bir oyuncu hiç yüksek bir skorer oyuncu profili çizmemişti. Ama gel gör ki şu 52 sayılık performans o profili bir maçlığına da olsa çizdirtti. Miller o gece 22-31(1-1 de üçlük) isabetle yani yüzde 71 gibi harika bir yüzdeyle oynadı. Şunu da belirtmek lazım Miller neredeyse tüm basketlerde çembere gitti.



1 - Brandon Jennings 55 sayı

"Young Buck" Brandon Jennings ligteki henüz yedinci maçında Warriors'a karşı 55 sayılık muazzam bir performans sergiledi. 21-34 gibi genel şut ve 7-8 gibi inanılmaz bir üçlük isabetiyle oynayan çaylak Jennings, ayrıca istatistiklerine 5 asist ve 5 ribaund da ekleyerek NBA tarihindeki en iyi çaylak performanslarından birini ortaya koydu. Jennings bu oyunu sayesinde bir NBA efsanesi Kareem Abdul Jabbar'ı - o zamanki adıyla Lew Alcindor'u - geçerek Bucks tarihinde çaylak sezonunda bir maçta en fazla sayı atan oyuncu oldu. Yani artık ne denir ki?(Lew Alcindor - 51 sayı)

Lauren Jackson MVP Seçildi


WNBA'de playofflarda konferans finalleri heyecanı yaşanırken bir başka heyecan da sezon ödülleri konusunda yaşanıyor. Yılın çaylak takımı, yılın çaylağı ve yılın koçu ödüllerinden sonra şimdi de sezon MVP'si ödülü verildi. Bu ödüle erişen isim ise bu ödülü daha önce 2003 ile 2007 yıllarında kazanan Lauren Jackson oldu.

Seattle Storm'un yıldız oyuncusu Jackson'ı sezon boyunca "MVP Yarışı" haftalık yazılarında genelde birinci sırada görmüştük. Hatta yanlış hatırlamıyorsam birincilikten hiç inmedi. Resmi oylamada da 22 birinci sıra oyu alarak toplamda 323 puanla birinci sırayı kaptı yine. Storm'un sezonu 26-8 gibi WNBA rekoruna(28-4 ile 2000 ve 2001 yıllarındaki Los Angeles Sparks'a ait) oldukça yakın bir performans sergilemesinde baya bir öncü olmuştu.

Lauren ablamız bu ödülün yanında 15.000 dolar gibi bir parayı da cebe indirecek.

Oylama sonuçları:

Puan--- Oyuncu ------------ Takım
323 -- Lauren Jackson ---- Seattle Storm
262 -- Tamika Catchings -- Indiana Fever
207 -- Cappie Pondexter --New York Liberty
73 --- Diana Taurasi -------Phoenix Mercury
54 --- Crystal Langhorne --Washington Mystics
41 --- Angel McCoughtry - Atlanta Dream
19 --- Tina Charles --------Connecticut Sun
14 --- Sue Bird ------------Seattle Storm
6 ---- Tina Thompson ----- Los Angeles Sparks
3 ---- Penny Taylor ------- Phoenix Mercury

FIBA'dan Eşleme Tablosu



Bizim eklediğimiz ilkel şey bir yana resmi site oldukça güzel bir tablo hazırlamış... Büyük halini görmek için resmin üzerine tıklamanız yeterli...

2 Eylül 2010 Perşembe

Şampiyonada 2.Tur Eşleşmeleri Belli Oldu



Son anlarda büyük sürprizlere sahne olan grup maçlarının son gününü de bitirdik. Şimdi son gün yaşananları kısaca anlatalım:

Yunanistan göstere göstere berbat bir oyun ortaya koydu ve Rusya da doğal olarak yendi. Tanjevic maç bitince Blatt'ı tebrik etmeye giderken Bourousis'le laf dalaşına girdi ve burada tiyatro oynamıyoruz dedi. Maçın ardından konuşan Rusya koçu David Blatt da, "Yunanlılar utandırdı. Şutları bile kaçırmak için attılar " diye mükemmel bir açıklama yaptı. Tüm bunlar bir yana Yunanlılar neden bu maçı kaybetmek için o kadar çok uğraştı? Gittiler 2.turda İspanya ile eşleştiler. E şimdi noldu ? Akıllılar...

Günün bizim açımızdan en önemli maçı Fransa-Yeni Zelanda maçıydı. Son iki buçuk dakikasını NTV sayesinde canlı izlediğimiz bu maçta Yeni Zelanda'nın 12 ya da daha farklı bir skorla galip gelmesi bizimle eşleşmeyecekleri anlamına geliyordu ki öyle oldu. Son 30 saniyeye 7 sayı farkla girmişken tam rakibimiz Yeni Zelanda oluyor derken birden ortaya Nicalos Batum'un Kirk Penney'e 3lük atarken yaptığı faul oldu. Bu atış isabetli olunca ve kullandığı tek serbest atışı da sayıya çevirince fark birden 11 oldu. Yeni Zelanda zaten maçı kazandığını biliyor ama bizimle eşleşmemek için çabaladı ve Fransa topu oyuna sokar sokmaz hemen faul yaptı. Faul atışlarının ardından fark 9a indi ve tamam bu sefer bitti derken bu sefer de Abercrombie panyalı bir üçlük isabeti buldu, böylece son 7 saniyeye 12 sayı farkla girdik. Fransa da son topta yine Batum'a verdi topu ve o da resmen süreye oynadı, son andaki üçlük denemesi de çemberin içinden çıkınca rakimiz Fransa oldu. Yani şu yazdıklarımdan sonra Batum için ne desek az. Acaba kaç para vermişlerdir Batum'a :)

Neyse sonuçta Fransa ile eşleştik. Son yıllarda Fransa'ya karşı gayet iyi durumdayız. Parker'lı Turiaf'lı bir Fransa'yı yenmiştik -ki bu sefer bu oyuncular da yok. Bu bizim şansımızı artırıyor olabilir ancak Fransa'nın ne yapacağı belli olmayan bir takım olduğunu da unutmamak gerek. Yeni Zelanda gibi bizim kalibremizin altında bri takımla da eşleşmek vardı ancak olmadı, sağlık olsun.

Sıra geldi eşleşmelere.. İşte 2.tur eşleşmeleri:

Ç1 | Türkiye - Fransa
Ç2 | Slovenya - Avustralya
Ç3 | Sırbistan - Hırvatistan
Ç4 | İspanya - Yunanistan
Ç5 | Litvanya - Porto Riko
Ç6 | Arjantin - Brezilya
Ç7 | ABD - Angola
Ç8 | Rusya - Yeni Zelanda

Çeyrek Final Eşleşmeleri

Y1 | Ç1 vs. Ç2
Y2 | Ç3 vs. Ç4
Y3 | Ç5 vs. Ç6
Y4 | Ç7 vs. Ç8

Yarı Final Eşleşmeleri

F1 | Y1 vs. Y2
F2 | Y3 vs. Y4

Final Eşleşmesi

F1 vs. F2

Amar'e: "Suns'ın Kobe'ye İhtiyacı Yoktu"



Yıllardır formasını giydiği Phoenix Suns'tan bu yaz ayrılıp New York Knicks'e gitmeyi tercih eden Amar'e Stoudemire, Arizona Republic'ten Paul Coro'ya konuştu. Genellikle hatıralardan söz eden Amar'e'nin konuşmasında belki de en ilginç kısmı ise Kobe Bryant'ın yerine Steve Nash'i takım arkadaşı olarak tercih etmesi oldu. Phoenix Suns'ta yer alırken takıma Kobe Bryant gelebilir  iddiaları vardı ancak Amar'e, Coro'ya yaptığı bu konuşmada o zamanlarda Nash'i takım arkadaşı olarak görmek istediğini söyledi.

Konuşması da şöyle; " Bana Jason Kidd, Steve Nash ve Kobe Bryant arasından kimi seçersin dediler, ben de Nash dedim. Çünkü Kobe bencil ünü taşıyordu ve sonuçta Nash oldukça iyi bir oyun kurucuydu. Bizim için gerekenleri düşündüm. Takımda zaten Joe Johnson ve Shawn Marion vardı. Tek eksiğimiz tempoyu kontrol edecek bir oyun kurucu idi. Kidd de dizinden geçirdiği mikrokırık ameliyatı sonrasında haşat olmuştu. "

Şimdi olay ne zaman yaşandı derseniz, 2004 yazında yaşandı. O yazki free-agent marketinde Steve Nash, Kobe Bryant, Manu Ginobili, Rasheed Wallace gibi oyuncular yer alıyordu. 2010 yazındaki gibi marketmiş maşallah..

Red Foxes'a Yasak Geldi



Turnuvanın güzelleri Red Foxes her maçta herkesi etkilese de artık Türkiye maçlarında izleyicileri etkileyemecek. Rusya maçını izleyen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın maçtan sonra dansçılar için çok riskli demesinin ardından dansçıların artık Türkiye maçlarında yer almayacak olması büyük bir rezillik unsuru oldu. Türkiye gibi laik bir ülkede böyle bir yasağın olmasına ne denir ki? Sözde laik bir ülkeyiz ya. TBF sözcüsü Sancar Sönmez, bu kararın hükümet ya da federasyon tarafından verilmediğini söylemiş.. FIBA da herhalde başbakanın uyarısıyla  karşılaşmış olacak ki yayınladığı bildirisinde FIBA'nın kararı değil diyor. E peki bu kararı kim veriyor benim babam mı? Yazık ya gerçekten çok yazık...

Wilson Chandler Röportajı (NYKnicks.com)



NYKnicks.com'un takımın oyuncularından Wilson Chandler ile yaklaşan yeni sezon adına yaptıkları röportaj sizlerle...

NYKnicks.com: Herkese uzun bir yaz geçirdiğini söyleyebiliriz.

Wilson Chandler: Biliyor musunuz çoğunlukla ya spor salonunun içinde ya da dışında çalışıyordum. Yapabildiğimden daha çok çalıştım ve Michigan'daki evime kafamı rahatlatmaya, dinlenmeye gittim. Ancak genelde çalıştım, kendimi sezona hazır getirmeye ve  formumu kazanmaya çabaladım.

NYKnicks.com: Geçtiğimiz sezonun son birkaç haftasını sakatlığın yüzünden kaçırdın .İyileşme sürecin  nasıl geçti?

Chandler: Oh, gerçekten uzun bir offseason dönemi oldu. Bu dönemde üç ameliyat geçirdim, bu yüzden de iyileşme sürecim uzun oldu. Ama artık kendimi iyi hissediyorum. Takımla birlikte Las Vegas'taki Yaz Ligi'ne gidip birkaç iyi çalışma yaptım. Ardından geri döndüm ve egzersiz yaparak kendimi güçlü tuttum. Zaman geçtikçe her gün daha iyi olmaya başladım ve artık kendimi güçlü hissediyorum.

NYKnicks.com: İlk üç sezonunun planladığın gibi gitmedi. Şimdi ise karşında yepyeni bir ekip var. Heyecanlı mısın?

Chandler: Oh, çok heyecanlıyım! Bunun için kaç yıl bekledim, aynı şekilde taraftarlar da bekledi. Amar’e (Stoudemire) çok iyi bir ekleme oldu. Gayet iyi oyunculara sahibiz. Drafttan Landry (Fields) ve (Andy) Rautins gibi iyi oyuncuları seçtik. Takıma  Anthony Randolph, Ronny Turiaf, Raymond Felton gibi kaliteli oyuncuları da ekledik. Çok heyecanlıyım ve oynamak için hazırım.

NYKnicks.com: Amar'e ile uyumunuzu nasıl görüyorsun?

Chandler: Benim için kolay olacağını düşünüyorum. Ben bir takım oyuncusuyum, bu yüzden onun varlığının benim için yaratacağı rolü kabullleneceğim. O gerçekten yetenekli ve elit bir oyuncu.

NYKnicks.com: Peki ya Anthony Randolph?

Chandler: Çok iyi birisi. Harika bir bitirici. Ayrıca çok iyi bir rebounder ve savunmacı. Kesinlikle takımda büyük bir parça olacak.

NYKnicks.com: Eddy (Curry)'den sonra takımda en fazla süre alan ikinci oyuncusun …

Chandler: Evet biliyorum! Çok çılgınca değil mi?! (gülüyor) 23 yaşındayım ve emektarım! (gülüyor)

NYKnicks.com: Bu artık kendini bir liderden fazlası olarak gördüğün anlamına mı geliyor?

Chandler: Evet, sanırım o konuma geliyor. Sezonun nasıl gideceğini göreceğiz ve ihtiyacım olanın ne olduğunu göreceğim. Çok saldırgan ya da onun gibi birşey olmak istemiyorum ancak sezonun ilerlemesiyle birlikte ihtiyacım olanları yapacağım.

NYKnicks.com: Bu yıl oyununun belirli bir parçası için çalışıyor musun? 

Chandler: Herşeyi çalışıyorum. Önemli olan herşeyin üzerinde çalışmak – şutlardan top hakimiyetine, top hakimiyetinden liderliğe ve diğer herşeye.

NYKnicks.com:  Evinin Madison Square Garden olduğunu söylemek ne kadar büyük bir duygu?

Chandler: En iyisi. Burada bir basket kaydettiğiniz ya da büyük bir oyun ortaya koyduğunuz zaman ligin diğer sahalarından çok daha farklı oluyor.

NYKnicks.com: Bu sezonki şahsi hedefin nedir?

Chandler: Kazanmak. Sadece bu. Kazanmak.

NYKnicks.com: Şimdi ile sezon başlangıcı arasındaki zamanda ne yapmayı planlıyorsun?

Chandler: Spor salonunda kalacağım ve çalışacağım. Çocuklarla beraber her gün çalışmaya gideceğim.

NYKnicks.com: Ne gibi bir atmosfer içindesiniz?

Chandler: Hepimiz gelecekle ilgili olarak çok heyecanlıyız. Bu takımın sahip olduğu yeteneği ve başarılı olabileceğini biliyoruz. Bu yüzden bir araya gelmek için oldukça heyecanlıyız.

NYKnicks.com: Sezon öncesinde Avrupa'ya gideceğiniz için heyecanlı mısın?

Chandler: Oh evet! Toronto bir yana daha önce hiç ABD dışına çıkmamıştım. Hiç Fransa ya da İtalya'da bulunmadım, bu yüzden çok iyi bir deneyim olacak. Bu iki ülkenin çocuğu olan iki oyuncuya sahibiz. Gallo (Danilo Gallinari) Italya'dan ve Turiaf Fransa'dan... Artık onların bana kültürlerini göstermesini bekliyorum.

NYKnicks.com: Ve son olarak taraftarlara birşeyler söylemek gerekirse, ne söylemek istersin?

Chandler: Sadece gelip bizi desteklesinler. Sizin için çok sıkı oynayacağız. Son birkaç yılda sıkışıp kalmıştık ama artık ödüllendirme zamanı.


Çeviri: Burak Zorlu

Şampiyonada 6.Gün Yayın Akışı



6.günün yayın akışında bir değişiklik yaşanmış ve yeni program ise şöyle:

İspanya-Kanada 16.00 (NTVSPOR)
ABD-Tunus 16.30 (HD-en)
Yunanistan-Rusya 18.30 (NTV)
Arjantin-Sırbistan 19.00 (NTVSPOR)
Türkiye-Çin 21.00 (NTV)

Ne değişti derseniz; yayın akışına İspanya-Kanada maçı alınmış. Normalde NTVSPOR'da yayınlanacak olan ABD maçı HD-en'e kaymış. Yunanistan-Rusya maçı HD-en'den de yayınlanacaktı ama o yayın kaldırılmış.

Bunları Biliyor Musunuz?


Bu konu altından NBA tarihi ile ilgili 3-5 bilgi paylaşımında bulunacağım.. Azcık bilgilerimiz artsın...

1.Bölüm

- Wilt Chamberlain 1967-68 sezonunda yaptığı toplam 702 asistle NBA tarihinde bir sezonda asist lideri olan tek pivot olmuştu.

- 1979 NBA Draftı'nda sıra belirlenmesi için yazı tura atılma kuralı vardı ve Bulls yazı tura sonucunda birinci sıradan seçim yapma hakkını Lakers'a kaybetmişti. Lakers da o drafttan Magic Johnson'ı seçmiş, Bulls ise David Greenwood'u seçmek durumunda kalmıştı.

- Dave Bing, NBA'deki yalnızca ikinci sezonunda (1967-68) Pistons adına oynarken 27.1 sayı ortalamasıyla ligin sayı kralı olmuştu.

2.Bölüm

- ABD Milli Takımı koçu Mike Krzyzewski, namı değer Koç K, 1970lerde ABD Silahlı Kuvvetler Takımı için İran'a karşı oynamıştı.

- Chicago Bulls'un eski evi Chicago Stadyumu'nunun lakabı "Madison üzerindeki akıl hastanesi" idi.

- Larry Bird ve Magic Johnson finaller de dahil olmak üzere tam 37 kez karşılaştı. Magic Johnson, Larry efsanesine karşı 22-15lik bir üstünlük yakaladı.

3.Bölüm

- Willis Reed 1970 yılında hem All-Star maçı MVP hem normal sezon MVP hem de Finaller MVP ödülünü kazanarak bunu üç ödülü de aynı sene içinde kazanan ilk oyuncu olmuştu.

- Nate Archibald, 1981 yılında Doğu takımının 123-120lik skorla kazandığı All-Star maçında 9 sayı - 9 asist - 5 ribaund ve 3 top çalma ile oynamış, MVP ödülünün sahibi olmuştu.

- İki efsane pivot Wilt Chamberlain ve Bill Russell tam 142 kez karşı karşıya gelirken, bunların 85'inde galip gelen Bill Russell oldu.

4.Bölüm

- 1972'deki Lakers takımı o sezon üst üste 33 galibiyetle NBA rekoru kırmış ve Gail Goodrich de 25.9 sayı ortalamasıyla takımın en skoreri olmuştu. (Lakers o sezonu 69-13 ile bitirdi)

- 1984 yılında ilginç bir yaşandı. Sezon MVP ödülü yarışında Larry Bird medya tarafından verilen oylarda MVP olurken Bernard King de oyuncuların oyuyla MVP seçilmişti. Ama o dönemde medya oyuyla MVP ödülü verildiği için Larry Bird kazanmıştı.

- Şimdi bile underrated(ön plana çıkarılmayan) oyuncu olan Walt Bellamy 1974'te emekli olduğu zaman ligde tüm zamanların sayı liderleri arasında altıncı, ribaund liderleri arasında üçüncü sırada yer alıyordu. Ayrıca .516 gibi bir şut yüzdesi vardı.

5.Bölüm
- Carmelo Anthony, 2006 Dünya Şampiyonası'nda İtalya karşısında kaydettiği 35 sayıyla Amerika Milli Takımı tarihinde Dünya Şampiyonaları'nda bir maçta en çok sayı atan oyuncu olma rekorunu elinde bulunduruyor.

- Shaquille Oneal 1994 Dünya Şampiyonası'nda .713 (62-87) ile Amerika Milli Takımı tarihinde Dünya Şampiyonaları'nda en iyi yüzdeyle atan oyuncu olma rekorunu elinde bulunduruyor.

- 1982 Dünya Şampiyonası'nda Doc Rivers'ın 17 sayı ortalamayla liderlik etmesine ve turnuvanın MVP'si olmasına rağmen Amerika milli takımı altın madalya maçında Rusya'ya kaybetmişti.
 

Chalmers Hazırlık Kampında Olmayabilir



Miami Heat guardı Mario Chalmers'tan kötü haber geldi. Chalmers'ın ayak bileğinde yaşadığı sakatlık yüzünden hazırlık kampının başında takımla birlikte olmayabilir. Geçtiğimiz Temmuz ayının ortasında ileri derecede ayak bileği burkulan Chalmers'ın bu sakatlığı henüz iyileşmiş değil.

Ayrıca takımın bir diğer guardı Carlos Arroyo da sakatlığı yüzünden milli takımının formasını hâlâ giyebilmiş değil. Porto Riko'nun umutları onun Dünya Şampiyonası bitmeden önce geri döneceği yönünde. Buradan onun hazırlık kampında hazır olabileceği sonucunu da çıkarabiliriz.

Rodney Stuckey Jump Shot Ve Kondisyon Çalıştı


Detroit Pistons'ın genç oyun kurucusu bu yazı kondisyon ve jump shot çalışarak geçirdi. Kondisyon çalışması pek önem taşımıyor jump shot çalışmasının yanında çünkü Stuckey özellikle üçlük konusunda büyük bir sorun yaşıyor ve bu sorunu çözmesi adına da çok önemli bir çalışma. Sonuçta bir oyun kurucu için öncelikli konulardan biri isabetli -dış- şut yüzdeleri ve bu oyuncu geçtiğimiz sezon maç başına yalnızca 0.3 üçlük denedi ve sadece 18 isabet bularak .22lik berbat bir yüzde yakaladı. Bu çalışmanın meyvesi olarak yeni sezonda yüzde 40larda bir üçlük yüzdesi yakaladığı görmeyi beklemeyelim ama en azından yüzde 30un üstüne çıkar herhalde.

Şampiyonada 5.Gün Sonuçlar & Değerlendirmeler

Şampiyonanın beşinci günü maçları bitmiş durumda. Şimdi maçların skorlarına bakalım ve bazı maçları kısa kısa yorumlayalım..

C Grubu | Rusya 89-80 Çin

Çin ilk yarı maçı kazanacağım ben diyordu ama ne olduysa ilk yarı neredeyse sadece serbest atışlarıyla ayakta kalan Rusya ikinci yarı birden şaha kalktı ve 9 sayı geride girdiği bu yarının ardından Çin'in ritmini kaybetmesiyle de maçı 9 sayı farkla önde bitirdi. Maçta dikkat çeken oyuncu da Sergey Monya olurken maçı 17 sayı 3 ribaund 6 asist 2 top çalma ve 1 blok ile tamamladı, buna göre her alanda iyi şekilde katkı verdiğini söyleyebiliriz.

 D Grubu | Yeni Zelanda 71-61 Kanada

Bir sonraki turda muhtemel rakibimiz olan Yeni Zelanda bu maçı da kazanarak üst üste 2.galibiyetini almış oldu ve İspanya ile puanları eşitledi. Eğer Yeni Zelanda yarınki Fransa maçını kaybederse Türkiye ile eşleşecek. Eğer kazanırsa grubu ikinci bile bitirebilirler çünkü en az 12 sayı farklı galibiyet söz konusu olursa Yeni Zelanda ikinci olacak ve Fransa dördüncülüğe kadar düşebilecek. O yüzden şimdiki durum oldukça karışık. Tüm hesaplar artık Yeni Zelanda-Fransa maçıyla belli olacak.

A Grubu | Avustralya 79-94 Sırbistan

B Grubu | Tunus 64-84 Hırvatistan

D Grubu | İspanya 91-57 Lübnan

İspanya'dan beklenen bir galibiyet oldu. İki maç kaybederek grubun ilk ikisine bile giremeyecek olan İspanya'nın fikstüründeki son iki maç oldukça kolaydı ve bu iki kolay maçtan ilkinde kayıpsız geçtiler. Anlaşılan iki yenilginin acısını çıkarmak için Lübnan'a patlamışlar 34 sayı fark atarak. İspanya'nın artık en iyi üçüncü sırada grubu bitirmesi için son maçı da kazanması gerekiyor yoksa bizim açımızdan kötü olacak çünkü C grubuyla D grubu arasında çaprazlama olacak ve bu çaprazlama sonucunda C  grubunun birincisi yani Türkiye, D grubu dördüncüsüyle eşleşecek. O yüzden son maçta İspanya'nın destekçisiyiz. Sonuçta İspanya ile eşleşmeyi kim ister ki değil mi?

C Grubu | Yunanistan 97-60 Fildişi Sahilleri

Yunanlılar Türkiye yenilgisinin acısını çabuk unutmuş. İkinci çeyrekteki 27-5lik skor sayesinde Yunanlılar maçı kazanmış. Maçı izlemedim ama kim bilir o çeyrekte ne kadar hayvansı bir savunma yapmışlardır atletik Fildişi takımına karşı. Gerçi en iyi savunmacı takımlardan olan Yunanistan'dan bunu beklemek şaşırtıcı olmaz ama. Yunanlılar bu maçın ardından son maçta Rusya ile ikincilik maçına çıkacaklar. Rusya maçını kazanırlarsa ikinci olacaklar ve büyük ihtimal İspanya ile eşleşecekler, eğer üçüncü olurlarsa Fransa ile eşleşecekler.. Eşleşme ihtimallerine bakarsak işleri oldukça zor diğer turda. Ayrıca biz seyirciler açısından değerlendirirsek de gayet güzel olacaktır böyle seyir zevki yüksek olacak bir maç izlemek...

A Grubu | Angola 92-88 Almanya (1 OT)

Bu maçın sonucuyla birlikte ortada bir gariplik var. Sırbistan ilk maçta Angola'yı farklı şekilde yeniyor ardından ikinci maçlarda Almanya Sırbistan'ı iki uzatma sonunda bir sayı farkla yeniyor. Şimdi ise Angola ile karşılaşan Almanya bir uzatma sonunda Angola'ya kaybediyor. İlginç... Bu iki takım arasındaki son karşılaşmada 2008 olimpiyatlarında oynanmış ve Almanya maçı üç uzatma sonunda kazanmıştı... O maçta Dirk varken 3 uzatmada kazanmışlardı burda Dirk yoktu ve 1 uzatmada kaybetttiler. Bu da değişik bir analiz olabilir...

B Grubu | ABD 88-51 İran

ABD beklenen bir galibiyet aldı açıkçası pek fazla konuşmaya gerek yok. Bu maçta önemli olansa 30 yıldır arasında hiçbir diplomatik ilişki yaşanmayan iki ülkenin, ABD ve İran'ın maçının havasının dostluk havasında geçmesi ve hiç sorun yaşanmamasıydı.

D Grubu | Fransa 55-69 Litvanya

Litvanya da aynı Yunanistan gibi ikinci - üçüncü çeyreklerdeki performansıyla kazandı. Bu sonuçla grup liderliğini garantiledir ve çaprazlama sonucunda eşleşecekleri rakibi bekliyorlar. C grubunda ise Litvanya ile eşleşmeye can atan iki takım var. Son maçlar sonunda bu şanslı takımın Porto Riko mu Çin mi olacağını hep birlikte göreceğiz. Fransa içinse yorumum Yeni Zelanda maçı yorumumda geçiyor, tekrarlamaya gerek yok. Oraya bakabilirsiniz.

C Grubu | Porto Riko 77-79 Türkiye

İlk yarı bir rehavete girdik nedense, oyuncular sanki sadece bir önceki Yunanistan maçına odaklanmış bu maçı boşvermiş gibiydi. Özellikle de ikinci çeyrek berbattık. Ancak üçüncü çeyrek yavaş yavaş kendimize döndük ve son çeyreğe bir sayı farkla geride girmeyi başardık. Son çeyrek ise bizim tam patlama çeyreğimiz oldu. Bu çeyrekte yakaladığımız 12-0lık bir seri farkı 9-10a kadar çıkarmamızı sağladı. Bunu da her zamanki gibi savunmamızla sağladık. Bizim felsefemiz belli zaten; savunmayı iyi yap, hücumda da iyi ol. Bunu başarınca durdurulması zor takım oluyoruz. Neyse... Farkı açmamızdaki önemli etkenlerden biri de Kerem Gönlüm'ün üzerinden bulduğumuz 9-10 sayıydı. Bu sayede iyice hareketlendik. Kerem'in devri bitince bu sefer Semih sahneye çıktı ve yine uzunlarımız öne çıktı. Tüm bunlar iyi şeylerdi. Tabi bu iyi şeyler son dakikaya girinceye kadar sürdü. Son dakikaya girerken süreyi iyi kullanmamız gerekirken Ersan'ın erkenden saçma üçlük tercihi geldi. Girmeyince de başımız derde girdi. Bu kaçan hızlı üçlük denemesinin ardından Vassalo da bir üçlük isabeti bulunca fark birden üçe kadar indi. Bu basketin ardından aldığımız moladan sonra yaptığımız hücumda da 24 saniyeyi berbat kullandık ve son saniyede Kerem Tunçeri'nin zoraki üçlüğüne kaldık o da girmeyince iyice strese girdik. Son yedi saniyeye girerken de Balkman'ın smacıyla fark bire indi ve durum daha kötü hâl aldı. Porto Riko tabi bu basketin ardından hemen faul yapacaktı ve yapılan faulun ardından Tunçeri ilk atışı atıp ikinci atışı da taktiksel olarak kaçırdı. Ardından yapılan hücumda da başımızın belası Vassolo'nun 3lük denemesinde başına 2 kişiyi dikerek iyi savunduk ve maçı zor da olsa kazandık. Şu maçın ardından kısaca birşeyler söylemek gerekirse: her maçı Yunanistan maçı gibi görmek lazım ve Ersan lütfen böyle bir hatayı bir daha yapma...

A Grubu | Ürdün 79-88 Arjantin

B Grubu | Slovenya 80-77 Brezilya

1 Eylül 2010 Çarşamba

Delonte West Yeniden Celtic



Geçtiğimiz ay Cleveland Cavaliers ile Minnesota Timberwolves arasında yapılan takas sonucunda Wolves'a giden ancak takım tarafından serbest bırakılan Delonte West yeni takımını buldu.

Eski Cavaliers oyuncusu West, NBA kariyerine başladığı takım olan Boston Celtics'e geri dönmeye karar verdi. Yeni takımı Celtics ile sözleşme imzalayan West 2004 sezonunda NBA'e Celtics formasıyla adım atmış ve 2006-07 sezonuna kadar burada oynamıştı.

Celtics gibi savunmacı takıma West gibi bir oyuncu gelmesi iyi oldu. Bu oyuncunun en büyük özelliği dış alan savunmacılığı olduğu için aranan kan oldu takıma. Bir de West'in iyi bir dış şutör olduğunu unutmayalım..

Ayrıca, Celtics artık sakatlık durumları olursa sorun yaşamaz sonuçta bayağı bir derin kısa rotasyonları oldu. Celtics'in şu anki kısa rotasyonu:

PG - Rajon Rondo, Avery Bradley
SG - Ray Allen, Nate Robinson*, Von Vafer
Bir de Marquis Daniels... Öncelikli pozisyonu SF ancak SG de oynayabiliyor Daniels...
      
*PG de oynayabiliyor.

Melo İçin Lopez Verilmeyecek



Carmelo Anthony'nin takımdan ayrılmak istemesinin ardından "madem gidiyor boşa gitmesin bari" diyerek oyuncuyu takas etme arayışlarına giren Denver Nuggets'ın kapısı çalması beklenen New Jersey Nets'ten üzücü haber geldi.

Bir kaynağa göre Nets'in Carmelo için sunması beklenen takas paketinde Brook Lopez yer almayacak. Şimdi bu cümleyi basit bir şekilde yorumlayabiliriz: Nets için Melo takası kapıları kapandı, serbest oyuncu olmasını bekleyecekler. Ama eğer Nuggets uzun oyuncu olmasa da teklifi görüşebiliriz derse de takas ihtimalini yine göz önünde bulundurabiliriz. Gerçi böyle bir şeyin olacağını da pek sanmam çünkü Nuggets'ın kadroya katması gereken genç, yetenekli bir uzuna ihtiyacı var. Bu yüzden artık Nets'i takas ihtimali olan takımlar arasından çıkabiliriz.

Morey Yao Konusunda Çok Dikkatli



Houston Rockets genel menajeri Darly Morey bir açıklamasında, büyük bir sakatlığın ardından oynayabilecek duruma gelen Yao Ming'in durumunu göz önünde bulundurarak ona verilecek dakikalarda çok dikkatli olacaklarını söyledi.

Yao bu sakatlığı yüzünden kariyerini sonlandıracak noktaya kadar gelmişti ama takım doktorları geçtiğimiz günlerde basketbol aktivitelerine devam edebilir raporu vermişti. Bu haberin ardından Yao da açıklamasında oynayabileceğim için çok mutluyum diyordu. Bizim bu açıklamadan çıkarabileceğimiz en önemli sonuç, Yao'nun az dakika da alsa bunu umursamayacağıdır. Sonuçta bu adam sadece oynamak istiyor. 

Biz de yeniden oynamak için can atan bu devi az dakika da alsa çok dakika da alsa yeniden sahalarda görmek istiyoruz.

Şampiyonada 5.Günün Yayın Akışı



Biraz geç oldu ama yine de eklemek lazım ...

C Grubu | Çin - Rusya 16.00 | NTVSPOR
C Grubu | Fildişi Sahilleri - Yunanistan 18.30 | NTVSPOR
B Grubu | İran - ABD 19.00 | NTV ve HD-en
C Grubu | Türkiye - Porto Riko 21.00 | NTV ve HD-en
D Grubu | Litvanya - Fransa 21.00 | HD-en

Türkler Uçuyo




Artık bu mücadeleden sonra Türkler madalyaya uçuyor !!!

31 Ağustos 2010 Salı

Şampiyonada 4.Gün



Lübnan 76-108 Yeni Zelanda ( D Grubu)
Fildişi Sahilleri 66-72 Rusya (C Grubu)
Çin 76-84 Porto Riko (C Grubu)
Kanada 63-68 Fransa ( D Grubu)
Türkiye 76-65 Yunanistan (C Grubu)
Litvanya 76-73 İspanya (D Grubu)

Küçük Notlar: 
Türkiye-Yunanistan
Maçın adamı:
Ersan Ilyasova - 26 pts (9-15 FG, 6-7 3-PT), 5 rebs, 1 stl, 1 to...

Ayrıca bkz:
Ömer Aşık - 12 pts, 4 rebs... 
Kerem Tunçeri - 7 pts, 4 rebs, 2 asts... 

Ve Türkiye seyircisi...

İspanya-Litvanya

İspanya'nın almış olduğu bu yenilgi, onların, grubu en iyi üçüncü sırada bitirmelerine neden oldu. D ve C Grubu çapraz eşleşmesinde Türkiye'nin rakibinin İspanya olma olasılığı da bu sayede düştü diyebiliriz.

29 Ağustos 2010 Pazar

Maç Yorumu: ABD 99 -77 Slovenya



Benim açımdan günün en sürpriz sonucu olduğunu söylemek istiyorum. Maçtan önce tahminim Slovenya ABD'yi çok zorlar, maçı son ana kadar bırakmaz ama yine de yenilir ABD'ye diyeydi ama görüyorum ki sadece ABD'ye yenilme kısmı tutmuş ya neyse...

İlk yarıya baktığımızda ABD'nin özellikle ilk çeyrekte olmak üzere ezici bir üstünlüğünü görebiliriz. İki takımda çok fazla top kayıpları yaptı. Slovenya ikinci çeyrekte ABD'nin yaptığı aşırı top kayıplarını iyi kullandı ama onların yaptıkları top kayıpları da aşırı olunca birşey değişmedi, yararı ABD'ye dokundu. Hazır top kayıplarına değinmişken şuna da dikkat çekmemiz gerekiyor; ABD'li oyuncuların yaptıkları hatalı yürümeler... Oyuncular kendilerini hâlâ NBA'de sanıyor olacak ki hep 3 adım alıyorlar. Çok dikkatli olmalılar bu konuda yoksa sıkıntısını ileride çok çekebilirler.

Slovenlerde ikinci çeyrekte bir Nachbar fırtınası vardı ama tek oyuncuyla nereye kadar... Dragic, Urpan ve Lakovic'in yaşadıkları faul sorunları bir türlü oynamalarına izin vermedi, özellikle Dragic ve Urpan'a... Onlar daha ilk çeyrekte 2 faul aldılar ve tıpış tıpış benche gidip yarı bitene kadar oturdular. Tüm bunlara rağmen Slovenler aslında bir ara farkı eritip oyuna ortak olmaya başlamıştı ama işte pota altındaki etkisizlikleri onların başını yaktı. ABD gibi uzunları bile kısa olan bir takıma karşı en önemli silahları pota altıydı ancak hem kullanmayı beceremediler hem de ABD uzunları bugün günündeydi... Pota altını domine eden tarafın Slovenler olması gerekirken onlar oldu. İlk yarıdaki 30-15lik ribaund üstünlüğü herşeyi açıklıyordur herhalde.

Üçüncü çeyrek ise Slovenler adına tam bi fiyaskoydu. ABD tıpkı dünkü Hırvatistan maçındaki gibi çok iyi bir savunmayla oynadı üçüncü çeyreği ve Slovenler'in aşırı top kaybı farkı iyice açtı ancak Slovenler son anlarda bir çaba gösterip aynı Hırvatlar gibi olmaktan kurtuldu. Sonlardaki oyunları da olmasa heralde sadece 10 sayıyla koskoca 10 dakikayı bitireceklerdi. Slovenler her ne kadar son anlarda Vidmar'ın önderliğinde farkı azaltmayı çabalasa da ABD'nin başlarda yakaladığı 14-2lik serinin ardından azaltmak kolay olmadı.

Son çeyreğe gelindiğinde ise sıkıcı bir maç görüntüsü vardı doğal olarak. Fark 20lere kadar çıkmış, ne kadar atsan da ABD karşılığını her türlü vermiş de vermiş... Karşılıklı basketlerle geçen bu sıkıcı çeyrekte seyircileri heyecanlandıran tek olaysa Westbrook'un muhteşem bloğu oldu.. Kime vurduğunu hatırlamıyorum ama muhteşemdi.. (Bulursam videosunu ekleyeceğim) Sonuç olarak ABD yarattığı farkı korudu ve maçı hakederek kazandı. Bu savunmayı ve pota altı gücünü diğer maçlara taşıması onları zaten favorilerken bunu daha da güçlendirir -ki olası bir İspanya ya da Yunanistan maçlarında lazım olan da bu onlara..

Ayrıca, Murat Özyer'in deyimiyle Ljubljana çarşısı da takımı 20 sayı farkla geride olduğunda bile desteğini bırakmadı. Özellikle son anlardaki Meksika dalgası görülmeye değerdi. Maç sanki Slovenya'da oynanıyordu, müthiş destek verdiler takımlarına.. Aslında her takıma böyle taraftar lazım ki şöyle salonlar dolsun maçın heyecanı çıksın...

Tebrikler ABD.. Top kayıpları dışında her alanda iyi iş yaptınız, özellikle ribaundlarda (:

Katrina Kasırgasının Üzerinden 5 Yıl Geçti


Bugün New Orleans'ta yaşanan Katrina kasırgasının beşinci yıldönümü. Bu doğal afette yakınlarını kaybedenlerin başı sağolsun.

Doğal afetin ardından Hornets'in yaşadığı önemli olayları not geçersek; kasırganın sebep olduğu ağır hasar yüzünden New Orleans Hornets iki seneliğine Oklahoma City şehrine taşındı, bu sürede takımın adı Oklahoma City Hornets diye anıldı. 2007 yılında ise kasırganın yaralarını temizleyen New Orleans'a ve New Orlenas Hornets ismine geri dönüldü.

Shaq vs. Tyson Gay

Shaquille Oneal'ın hazırlayıp sunduğu Shaq Vs. programının yeni sezonunun üçüncü bölümünde Shaq bu sefer Tyson Gay ile yarıştı. Aşağıda izleyeceğiniz videoda Shaq ilk başta Tyson Gay ile teke tek yarışıyor. Bu yarışta Gay 60 metre koşarken Shaq 30 metre koşuyor. Sıra geliyor ikinci yarışa... Bu yarışta ise Shaq'ın takımı Gay'in takımına karşı 200m bayrak yarışında mücadele ediyor.. Bu bayrak yarışında yarışan isimler arasında iki NFL oyuncusu DeSean Jackson ile Chris Johnson da yer alırken  Dwight Howard da kadroda bulunuyor.. 

İşin hikaye kısmını geçelim ve videoya gelelim.. İşte o güzel video:


Denver Melo'yu Takas Etmeyi Düşünüyor


NBA.com'dan Sam Amico'nun haberine göre Denver Nuggets takımdan gitmesine kesin gözüyle bakılan Carmelo Anthony'i takas etmeye çalışıyor ve bu takas listesinde üç takım bulunuyor. Bu takımların ise Timberwolves, Kings ve Nets olduğunu söylüyor Sam Amico.

Denver en iyisini yapıp Cleveland'ın düştüğü duruma düşmeyerek  Melo'nun gidişiyle oluşacak boşluğu en iyi şekilde kapatmak istiyor. Sonuçta başka çareleri yok. Billups desen iyice yaşlandı, Kenyon Martin desen artık doğru düzgün oynayamıyor. Billups'ın yerine oynayabilecek Ty Lawson var ancak Martin'in yedeği olan yetenekli genç bir isim yok. Buna göre takasa en yakın takım olarak Wolves diyebiliriz sonuçta ellerinde Kevin Love gibi genç ve iyi şutör bir uzun var daha ne olsun. Kısacası Denver iyi yolda.

Şampiyonada İkinci Gün Yayın Akışı




16:30 - Slovenya - A.B.D. (NTV SPOR)
18:30 - Porto Riko - Yunanistan (NTV ve HD-en)
21:00 - Türkiye - Rusya (NTV ve HD-en)

Dünya Şampiyonası'nda İlk Günün Sonuçları




Ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Şampiyonası'nın ilk günü geride kaldı. Türkiye grubundaki ilk maçında Fildişi Sahilleri'ni 86-47 gibi farklı bir skorla galip gelerek averaj avantajıyla grupta ilk sıraya oturdu. Maç hakkında kısa bir değerlendirm yaparsak; genelde oyunumuz iyiydi ancak Tanjevic'in maç boyunca yaptıkları yine herkesi delirtti. Özellikle de Sinan Güler'i ilka yarının tamamında oturtması ve bir ara 4 uzunlu bir sistem denemesi. Sinan Güler ilk Dünya Şampiyonası heyecanını yaşa da aldığı dakikalarda harika bir performans ortaya koydu. En önemli gücü olan savunmasını yine konuşturdu -ki 5 top çalma da bunun göstergesi. Tanjevic ise bir taktik denedi ki akıllara zarar.. Kerem Gönlüm'ü 3 numaraya çekmek gibi dahice bir hareket yaptı ve oyunda sorun yaratmayı başardı. Tüm bunlara rağmen iyi bir performans ortaya koyduk ve bir nevi son hazırlık maçımızı yaptık.  Artık ciddi sınavlara başlıyoruz. Tanjevic umarım artık saçma taktikler denemezsin...

Neyse artık konumuza dönelim... Bu ilk günde favoriler kazanmayı bildi, açıkçası Ürdün'ün performansı ve Fransa'nın galibiyeti dışında bir sürpriz yaşamadım...

İşte ilk günün sonuçları:

A Grubu
  • Angola 44-94 Sırbistan
  • Avustralya 76-75 Ürdün
  • Almanya 74-78 Arjantin
B Grubu
  • Brezilya 81-65 İran
  • ABD 106-78 Hırvatistan
  • Tunus 56-80 Slovenya
C Grubu
  • Fildişi Sahilleri 47-86 TÜRKİYE
  • Yunanistan 89-81 Çin
  • Rusya 75-66 Porto Riko
D Grubu
  • Fransa 72-66 İspanya
  • Kanada 71-81 Lübnan
  • Yeni Zelanda 79-92 Litvanya


Rivers'ın Oğlu Sakatlandı

Boston Celtics koçu Doc Rivers'ın oğlu Austin Rivers, Elite 24 maçında bileğinden sakatlanmış. Rivers bir smaç girişiminde bulunurken yere düşüp bileğini burkmuş. Bir süre acı içinde oyun dışında kalmış ama sonra oyuna geri dönmüş ve babasının söylediğine göre durumu iyiymiş. Geçmiş olsun oğul Rivers, aman dikkatli ol...

Etan Thomas Atlanta Yolunda


Şu anda serbest oyuncu konumunda bulunan Etan Thomas, Atlanta Hawks ile anlaşmaya oldukça yakın.

32 yaşındaki Thomas öyle büyük bir rol oyuncusu değil. Hawks Al Horford'u daha çok PF oynatmakta karar kılarsa bile Thomas'ın alacağı rolde bir artış olmayacak. O yüzden biz onun için iyi bir bench warmer olur diyebiliriz. Ayrıca bu işin bir de para mevzusu var. Geçtiğimiz sezon Thunder'da 7.35 milyon dolar kazanan adam Hawks'tan en fazla veteran minimum alır artık. Adamlar lüks vergisi sınırındalar, veteran minimumdan başka çareleri yok . Joe Johnson'a verdikleri o kontrattan sonra yapacak birşey yok tabi.

Varejao İlk Maçta Oynamadı



Dünya Şampiyonası'nın ilk gününde İran ile karşılan Brezilya takımında Anderson Varejao , daha ilk maçtan takımını yalnız bıraktı. Muhtemelen bir sonraki maç olan ABD maçında sorun yaşamaması için yapıldı bu hamle ama en azından bir 5 dakika filan oynatırdın be kardeşim. Adam bi şampiyonaya ısınsaydı, direk ABD maçıyla başlayacak şampiyonaya herhalde. Ayrıca Varejao'nun Nene yokken takımın kilit ismi olacağını da unutmayalım.

Bu arada Brezilya, İran maçını 85-61 kazanarak turnuvanın ilk gününü kayıpsız geçmeyi bildi.

Quincy Douby NBA'e Dönmek İstiyor


Eski Sacramento Kings oyuncusu Quincy Douby, geçtiğimiz sezon  Türkiye'de oynarken oyun kurucu yeteneklerini geliştirmek için çok  çalıştıktan sonra NBA yeniden dönmeyi istiyor.

Sadece skorer olarak ön planda olduğu dönemin kolej dönemi olduğunu söyleyen Douby, artık diğer özelliklerini de geliştirdiğini ve bir lider olabileceğini de sözlerine ekledi.

Konuyla ilgili konuşan menajeri ise oyuncusuyla ilgilenen takımların Suns, Knicks, Cavaliers ve Bulls olduğunu söyledi.

3 yıllık NBA kariyeri boyunca Sacramento Kings ve Toronto Raptors formaları altında mücadele eden 26 yaşındaki Douby, geçtiğimiz sezonu ülkemizin takımlarından Darüşşafaka Cooper Tires'ta geçirmişti.

Anthony Randolph İlk Beş Başlayabilir


New York'tayayımlanan bir gazetede yer alan makalede, takımın yeni üyelerinden Anthony Randolph'un önümüzdeki sezon kısa forvet pozisyonunda ilk beş çıkabileceği iddia edildi.

Bu makalede Knicks'in yeni sezondaki ilk beşinde Randolph kısa forvet pozisyonunda oynayabilir denirken; 2.08lik Danilo Gallinari'nin şutör guard, Amare Stoudemire'ın power forvet pozisyonlarında yer alabileceği ifade edildi. Pivot mevkiinde ise Timofey Mozgov ile Ronny Turiaf arasından bir seçim yapılacağı söylendi.

New York adına birçok pozisyonda oynayabilecek olan 21 yaşındaki genç oyuncu, geçtiğimiz ay yapılan Knicks-Warriors takası sonucunda Ronny Turiaf ve Kelenna Azubuike ile birlikte New York'a gelmişti.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails